Mali Müşavirlik mesleğinin geleceği için Türkiye’nin bütün illerinde verilen mücadele, aynı düşünce tarzıyla, dayanışmayla ve özveriyle hayata geçtiği müddetçe ‘herkes’in ve Türkiye’nin kazanacağı çok açıktır. Gündelik hayat sorunlarının yanında kendi alanımızda yaşadıklarımızı doğru değerlendirebilme yeteneğiyle birlikte; stratejik yönetimle, yaratıcı önermelerle tüm kurum yöneticilerimizin ve meslektaşlarımızın bir arada çabasıyla karşımızda duran o büyük ütopyayı, geleceği kendi ellerimizle şekillendirebileceğiz. Sadece şunu bilelim; yürüdüğümüz ‘yol’da mücadelemizi sahiplenmek için daha neler yapmalıyız!
Dr. Yahya ARIKAN
1 Dünyadaki diğer ülkeler için en stratejik ve yaşamsal meslekleri farklı iş kollarından tek tek sıralayabiliriz. Ama Türkiye için hiç kuşkusuz ki “Mali Müşavirlik” mesleği sayamayacağımız kadar önemli bir noktadadır. İstanbul’da örgütlülüğe kavuşulan 1990 yılı, bir başka açıdan bakıldığında Türkiye’de muhasebeciliğin gerçek anlamda demokratik, akademik mesleki bir örgüte kavuşmasının da miladıdır.
Büyük bir aileye hizmet vermenin sorumluluğundaki İSMMMO “Lider Kurum” olmanın hakkını vermek ve yarınlarda da meslektaşa çözümler üretmek için bir yandan örgütlülüğüne sahip çıkarken, diğer yandan yoğun mesleki üretimi hiçbir koşulda kesintiye uğratmamaya çalışıyor.
Dolayısıyla İSMMMO; Meslektaşının hak ve hukukunu korumak üzere bir çok konuda sürekli eğitimler ve yayınlarla meslek mensuplarının bilgi birikimini, kariyerini geliştiren, uzmanlaşmasını sağlayan, muhasebe ile ilgili uygulamalara yön veren bilimsel ve teknolojik çalışmalar yapmayı aynı zamanda misyon kabul ediyor.
“Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan, şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan” bir bakış açısıyla İSMMMO, “vizyon”unu bu yapıyla birlikte omurgasını tamamlıyor.
İSMMMO Başkanı
Uluslararası normlarda işleyişini sürdüren mesleğimiz için artık kıtaların ve mesafelerin çok bir anlam ifade etmediği dönemlerden geçiyoruz. Mesleki etkileşim ve iletişimin sağladığı bu ortak dilin yaratacağı etki, geleceğin şekillenmesindeki en büyük habercilerden olacaktır.
GEÇMİŞTEKİ YERİMİZ!
Muhasebe mesleği, 1984 yılına kadar, adeta mart ayından mart ayına yapılan bir meslek gibi yapılmaya devam etti. Faturalar topluca paketlenmiş halde getirilir, Mart ayının sonuna kadar meslektaşlar tamamlamak için uğraşırlardı.
Ancak, aynı yıl Katma Değer Vergisi’nin çıkmasıyla, düzenli olarak muhasebe tutulmaya başlandı.
Mesleğimiz için bir milat olan 1990 yılında ise; TÜRMOB’un ve Odalarımız’ın kurulmasıyla mesleğimizde önemli bir dönemece girildi. Meslektaşlarımızın üzerinde yaratılan ‘kâtip’ imajı, verdiğimiz mücadele ve eğitimlerle silinerek üstü düzey bir kimlik ortaya çıkarttı.
Tek düzen uygulama tebliği ise meslekte yeni bir kilometre taşı oldu. Muhasebe camiası hiçbir yerden destek almadan, ülke çapında düzenlenen eğitimlerden yararlanarak tek düzen muhasebe sistemini hayata geçirdi. Ardından enflasyon muhasebesi uygulaması geldi. Özveriyle üretilen yazılım sayesinde milyonlarca lira meslektaşın cebinde kalırken, süreç de başarıyla tamamlandı. Diğer önemli eşiklerden birisi ise e-bayan sistemine geçiş. Çünkü çok kısa bir sürede bütün beyanname ve bildirimler elektronik ortamda verilmeye başlandı. Elle defter yazma döneminden, her türlü bildirilerin internet üzerinden gönderilebildiği bir çizgiye gelindi.
YARINLARA BAŞKA BİR BAKIŞ!
Yoğun ve tempolu geçen yıllara rağmen ana tablodan öteye geçerek mesleğimiz ile ilgili en net, doğru tavır ve soru ise; “yarınlara bakışımız” ve “bizleri nasıl bir yarın bekliyor?” olacaktır. Kurumsallaşma, Türkiye Finansal Raporlama Standartları’nı uygulama, Bağımsız Denetim ve benzeri birçok konu mesleğimizin yarınlarının yeni kilometre taşlarını oluşturuyor.
Artık çok net bir şekilde görülüyor ki; gelecekte mesleğimiz, defter tutmanın yanı sıra,“finansal tabloları düzenleyenler, bunları denetleyenler ve danışmanlık yapanlar” ekseninde şekillenecek. Finansal raporlamada, denetimde ve çeşitli danışmanlık alanlarında “uzmanlaşma” ise kaçınılmaz olacaktır.
Çünkü uzmanlaşma, bilgiyi en doğru bir şekilde üretmenin yanı sıra bilgiyi yönetme becerisine de sahip olmayı ve bununla birlikte yeni iş alanlarına sıçramayı gerektirecektir.
KURUMSALLŞAMANIN GEREKLİLİKLERİ!
Kurumlarımız, mali müşavirlik mesleğinin müşterileri ve onların taleplerinin yeniden şekillendiği bir tablonun da farkında olmalıdır. Bunu sağlamak
ise ancak , sadece defter tutmanın ve ‘bir masa bir sandalye’ bulundurmanın mesleği olmanın ötesine geçmekle mümkün olur!
Artık küçük hesapları bir kenara bırakarak ,yarattığımız birikimlerle ve Odalarımızın çizdiği vizyonla kurumsallaşma adımlarını hayata geçirmeye başladık. Birlikte yönetme kültürünü sahiplendiğimiz müddetçe, ileriyi görme aşamasında sorunları ve sıkıntıları geride bırakarak önemli adımlar atacağız. O zaman görülecek ki; sürdürülebilir yapılar oluşacak, kolay ve doğru yönetilecek, kaliteli hizmetle daha çok kazanılacak. Üstelik, büyüklerle rekabetin de tek çaresi bu.
Ve bu yolda deneyimlerimiz, haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için öncelikle “haklı rekabet ortamları”nın yaratılması gerektiğini bize çoktan öğretti. 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren zorunlu uygulanan, Haksız Rekabetle Mücadele Yazılımı ile rekabetin yerini şimdiden mesleki dayanışmanın ve etik kurallarını yerini aldığını görüyoruz.
ÖRGÜTLÜ YAPI!
Bu mücadelede olmazsa olmazlardan biri ise örgütlülüğümüze sahip çıkmaktır. Oda ve örgütlerin görev ve sorumluluklarının ellerinden alınmaya çalışıldığı, işlevsizleştirme ve pasifizasyon girişimlerinin yapıldığı, varlığını sürdürmesi için gerekli kaynakların ortadan kaldırılmak istendiği bir ortamda mücadele ve özveri daha çok anlam kazanıyor.
Meslek odalarının, yeni fikirler ve uygulamalarla üyelerinin karşısına çıktığı, onları yenilik ve yaratıcılık için yönlendirdiği, gelişmelerden haberdar ettiği, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılması için gerekli ortamı ve kültürü oluşturduğu bir konjonktürde en yüksek pay kuşkusuz örgütlülüğündür.
Oda’mız adına, “sahiplenme, omuzdaşlık, aynı ideali paylaşma” üzerine bir kültürü hayata geçirme konusunda tüm Türkiye’de çaba gösteren meslektaşlarıma bu satırlar aracılığıyla bir kez daha teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bu çabalar, gündemimizin en sıcak konusu bağımsız denetim konusunda da sonuç vermeye bizi yaklaştıracak. Gördüğümüz ve göstermeye çalıştığımız tablo mesleğimizin geleceği açısından yaşamsal önemdedir. Ancak şunu biliyoruz ki, bu sorunları aşacak güç ve stratejinin sahipleri, olanakları yaratacak olan kişiler yine bizleriz. Akademik ve demokratik haklarımızın gerektiğinde hukuksal zeminde savunulması ve mücadele kararlılığımız bunun güvencesidir. Türkiye’nin her bölgesinden bu mücadeleye verilecek desteğin özel bir yeri vardır. Çünkü dünyanın heryerinde ve Türkiye’de tek bir güç vardır: o da para değil, doğru bilgidir. Bu da biz Mali Müşavirlerde fazlasıyla mevcuttur.
kaynak:http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/129malicozum/001_yahya_arikan.pdf
03/06/2016 - 05:03 3936© Yücel Denetim - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 2016. Bu sitenin tüm hakları saklıdır